Doğal doğum neden önemli?
Günümüzde doğumu yaklaşan bir anneye sorulan en temel sorulardan biri nasıl doğum yapacağıdır. Normal mi olacak yoksa sezaryen mi? Neye karar verdin? Değişen doğum gerçeğimizde sezaryen ameliyatı modern doğum şekli olarak görülmekte, normal doğum yapmak isteyen annelerimizin önüne de birçok müdahale doğumu kolaylaştırıcı faktörler olarak sunulmaktadır.
Bunun yanında gerek Sağlık Bakanlığı gerekse tıbbi otoriteler normal doğumun güvenli ve sağlıklı olduğunu vurgulamaktadır. Hatta bu konuda yürütülen kampanyalarla normal doğumun özendirilmeye çalışılmaktadır. Normal doğum aslında doğumun kendisidir. Tıbbi bir sebep olmadan yapılacak tüm tercihler müdahaleli doğuma girer.
Ancak yapılan bunca çalışmaya rağmen önümüzdeki istatistikler sezaryen oranlarının istediğimiz gibi düşmediğini ortaya koymaktadır. Durum böyle olunca nerede yanlış yaptığımıza yeniden bakmak zorundayız. Belki de sezaryenin negatif etkilerini anlatmayı bırakmalıyız. Çünkü sezaryen gerçekten gerekli olduğunda mükemmel bir kurtarma ameliyatıdır. Bunun yerine kaybetmeye başladığımız gerçeklerin temeline inmek en iyi çözüm olacaktır.
- Doğumu tercih etmedikleri zaman anne ve bebekleri neler kaybederler?
- Nelerden vazgeçerler?
- Doğal doğum neden bu kadar önemlidir?
Doğal doğum mümkün olduğunca müdahale edilmeden yapılan doğumdur. Çünkü kendiliğinden başlayan doğal bir doğumda beden ve bebek ne yapacaklarını bildikleri mükemmel bir çalışma içindedirler. Yapacağınız her müdahale bu işleyişi az ya da çok bozabilir. İdeal olan bedenin bu mükemmel çalışmasını destekleyecek bir ortam yaratılarak anne ve bebeğinin fiziksel ve duygusal olarak desteklenmeleridir.
Bu sayede hiçbir ilaç ve müdahaleye maruz kalmayan bir anne bebeğini, tüm doğal hormonlarının etkisi altında doğuracak, doğar doğmaz bebeğini göğsüne alabilecek ve bebeği ile güçlü bir bağ kurabilecektir. Doğum sonrasındaki kritik dakikalar anne ve bebeğinin bağ kurması açısından çok önemlidir. Sevgi ve coşku dolu bu doğum sonrasında anne ve bebeğinin buluşması onların gelecekteki davranışlarını da olumlu etkileyecektir.
Buradaki kritik kelime “mümkün olduğunca” dır. Doğal doğum felsefeleri gerekli modern tıbbi müdahaleleri dışlayan bir felsefe değildir. Tam tersine gerektiği zaman modern tıbbın tüm olumlu müdahaleleri kullanılacaktır. Burada önemli olan müdahalelerin fark gözetilmeden her anneye rutin olarak uygulanması yerine, gerekli şartlarda gerekli doğumlarda uygulanmasıdır. Kanıta dayalı tıp çalışmaları birçok müdahalenin rutin olarak her gebeye uygulanmasını destekleyecek kanıtlar bulamamıştır. Bu yüzden doğal doğum düşünen annelerin karşılaşabilecekleri tüm müdahaleleri bilmesi ve gerektiğinde bunları kullanabilmesi teşvik edilir.
Ne olursa olsun, kesinlikle hiçbir müdahale yapılmadan bir doğumun hedeflenmesi en büyük yanlış olacaktır. Gerektiğinde yapılacak bu müdahaleler gerek annenin gerekse bebeğin sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratacaktır. Bu yüzden müdahalesiz doğum yerine, mümkün olduğunca müdahalesiz ancak kesinlikle sağlıklı bir anne ve bebeğinin hedeflendiği bir doğum şekli en akılcı çözüm olacaktır.
Doğal bir doğumun en büyük avantajı ilaç kullanımının en az seviyede olmasıdır. Bu sayede anne ve bebeği hazır olduğunda doğum başlayacak ve doğumun kontrolü doğal olarak salgılanan hormonlarda olacaktır. İlaçsız bir doğumla anne doğumun coşkusunu tüm farkındalığı ile hissedecek, bebekse aktifliği sayesinde yeni hayatına çok daha kolay uyum sağlayacaktır. Bu hormonların anne ve bebek üzerindeki olumlu etkileri yapılan çalışmalarla yavaş yavaş çok daha iyi keşfedilmeye başlanmıştır.
Normal doğum korkusu yaşayan hamilelerin gönlünü rahatlatacak ve faydalarını duyduktan sonra normal doğum gerçekleştirmek isteyecekleri bilgileri sizler için mercek altına aldık. En sağlıklı doğum yöntemi olarak bilinen normal doğumun anne ve bebek için faydalarını haberimizin detaylarından öğrenebilirsiniz…
Doğum yaptıktan sonra annenin hızlı bir şekilde toparlanmasını sağlayan normal doğum, günümüzde pek çok anne adayına korkutucu gelse de aslında tercih edilmesi gereken ilk ve en sağlık doğum yöntemidir. Halk arasında dilden dile dolaşan olumsuz söylentiler ya da deneyimler doğum korkusu psikolojisi içinde olan anne adaylarını direkt olarak etkilemektedir. Ancak burada düşünülmesi gereken odak nokta; her kadının bedeninin kendine has özelliklerde olduğu ve herkeste aynı durumların yaşanmayacağıdır. Bunun tıbbi açıdan uygunluğunu en iyi doktorlar belirleyebileceği gibi, tercih edilecek olan doğum yönteminde anne adayının gerek bedenen gerek ruhsal olarak kendini hazırlaması oldukça önemlidir. Normal doğum kaygısı yüzünden ülkemizde giderek artan sezaryen yöntemi, normal doğumla dünyaya gelen bebeklere göre dünyaya daha zor adapte olur ve daha bunun gibi nice dezavantajlar görülebilir.
NORMAL DOĞUM HAKKINDA EN ÇOK MERAK EDİLEN DURUMLAR
NEDEN NORMAL DOĞUM YAPILMALI? NORMAL DOĞUMUN FAYDALARI…
- – Anne adayının ve bebeğin sağlığını riske atmadan sağlıklı bir şekilde doğumunu gerçekleştirmesine neden olur. İsminden de belli olduğu gibi her şey doğaldır.
- – Günümüzde sıklıkla tercih edilen sezaryen, aslında normal doğumun yerine seçilebilecek bir yöntem değildir. Sezaryen doğum, normal şartlar altında yapılmasının tehlikeli olduğu durumlarda başvurulduğu yöntemdir.
- – Normal doğum yönteminde ameliyat uygulanmayacağı için anesteziye ihtiyaç duyulmayacaktır.
- – Normal doğum yapacak olan anne adaylarının bebek dünyaya geldikten sonra kanama ve enfeksiyona yakalanma gibi riskleri yok denecek kadar aza inecektir.
- – Hastanede kalma süresi azalacaktır, hızlı bir şekilde toparlanarak evlerine gidebilirler.
Anestezi almayacağı için bilinci açık olan anneler, bebeklerini daha rahat ve sorunsuz bir şekilde emzirebilir.
Yapılan çalışmalara göre, normal doğum ile dünyaya gelecek olan bebekler doğum kanalından geçerek bazı faydalı bakteriler ile karşılaşacağı ve bununda bağışıklık sistemini güçlendireceği görülmüştür.
Diğer doğum yöntemlerine göre kıyaslandığında normal doğumda, zaruri durumda çok az ya da hiç müdahale edilmemektedir. Suni sancı verilmeden doğumun kendiliğinden gelişmesi beklenir. Doğum esnasında anne adayının kendini güven içerisinde hissetmesi esas alınır. Bu nedenle ister yatarak ister ayakta hatta çömelerek bile doğum yapıldığı bilinmektedir.
DOĞUM SONRASI BAKIM NASIL YAPILIR?
Hem bedenen hemde ruhsal anlamda birçok yeniliklerin kendini gösterdiği hamilelik dönemi göstergeleri, yalnızca doğum anına kadar değil doğum sonrasındaki en az 3 ayı da kapsamaktadır. Anne vücudunun iyileşme süreci her kadında olması gereken doğal bir süreçtir. Ancak doğru bakım önerileri ile bu süreci hızlandırmak mümkündür. Peki bu süreçte anneler neler yapabilir? İşte o öneriler…
Doğum sırasında gerçekleştirilen Epizyotomi kesiğinin enfeksiyon kapmaması için pedleri 3-4 saatte bir değiştirin.
Tuvaleti yaptıktan sonra,genital bölge temizliği için suyu ılık dökün ve gazlı bezle yavaşça kurulayarak temizleyin. İdrar ve dışkı sonrası daima önden arkaya doğru silin. Günde 1 defa da ılık su dolu küvette 15 dakika kadar oturun. Sıcak kompres ağrılarınızı dindirecektir.
Hamilelik döneminden doğum sonrasına kadar muhakkak uygulanması gerektiği önerilen Kegel egzersizleri, doğum sonrası iyileşmeyi hızlandırır.
NORMAL DOĞUMDA DİKİŞ ATILIR MI?
Bebeğin daha kolay çıkması için vajinanın olduğu bölgeye ufak bir kesi atılması ‘Epizyotomi’ olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerekli görüldüğünde uygulanan bu kesinin doğum sonrası kapanması için dikiş atılması gerekir. Bu dikişler kesinin büyüklüğüne göre farklılık göstermektedir.
Doğum sırasında doktorun atacağı dikiş normal ise dikişlerin düşmesi 1 ay kadar bir zamanı kapsayabilecek iken daha uzunda sürebilir. Ancak Epizyotomi tercih edilmişse dikişler kendiliğinden eriyecektir.
- Normal doğum dikişlerinin yeniden açılmaması ve hijyenik olması için bazı müdahalelerde bulunabilirsiniz. İşte o öneriler…
- Sıcak kompres uygulayın: İçi sıcak su dolu bir küvette oturarak dikişlerini rahatlatabilirsin.
- Tuvalet sonrası ılık su ile bastırmadan üstten bir temizlik yapabilirsiniz.
- Kanaman ve akıntın olacağı için pedini sık sık değiştir. Aksi halde enfeksiyon oluşabilir.
Normal doğum nasıl yapılır?
Birinci evre:
Rahim ağzı, doğum sancılarının 8-10 dakikada bir düzenli bir şekilde gelmesiyle açılmaya başlar. Rahim ağzını kapatan mukus tıkaç hafif kanlı bir şekilde atılır. Doğumun birinci evresi, doğumun en uzun süren evresidir. Yaklaşık tüm doğum süresinin %85-90’ı birinci evrede geçer. Hastanın bu evrede kendini yormaması gerekir.
Bu evrede sizi rahatlatan birtakım aktiviteler yapabilirsiniz. Bunlar kısaca;
- Hafif bir yürüyüş yapmak
- Ilık bir duş almak
- Rahatlatıcı bir müzik dinlemek
- Doğum eğitimlerinde öğretilen rahatlatıcı nefes tekniklerini uygulamak
- Pozisyon değiştirmek
- Rahim ağzı, yaklaşık 6-7 cm açılıp, bebeğin başı doğum kanalı girişine tam baskı yapınca su kesesi açılır. Su kesesi açıldıktan sonra rahimdeki gerginliğin azalmasına bağlı olarak ağrıların şiddeti biraz azalır ancak sonra tekrar artar.
BİRİNCİ EVREDE SİZLERİ NELER BEKLİYOR?
Birinci evrede bebeğinizin kalp atışları dinlenecek, rahim ağzınızın ne kadar açıldığı bir hemşire ya da doktor tarafından takip edilecektir.
İkinci Evre:
Rahim ağzı tam açıldığında artık doğum başlamıştır. Bu evrede, sancılar artmıştır ve artık en üst seviyesindedir. Sancılar 2-3 dakika arayla gelip 60-70 saniye devam eder. Bu evrede anne adayında ağrılarla birlikte irade dışı bir ıkınma hissi de başlar. Bu devre, ilk çocuğunu doğuranlar için yaklaşık bir saat kadar, ikinci veya üçüncü çocuğunu doğuranlarda yarım saat kadar sürer. Bu sürenin uzamaması bebeğin sağlığı açısından önemlidir. Bu nedenle bebek kalp atışları sık sık dinlenir.
İKİNCİ EVREDE SİZLERİ NELER BEKLİYOR?
Bu evrenin uzamaması için sancılarla birlikte ıkınmanız gerekmektedir. Ne kadar kuvvetli ıkınırsanız, bebeğiniz doğum kanalında o kadar hızlı ilerleyecektir. En sonunda doktor bebeğin başını görecektir. Böylelikle, bir iki kuvvetli ıkınmayla daha bebeğiniz dünyaya gelir.
Üçüncü Evre:
Bu evrede anne adayı artık rahatlamıştır ve bebeğini kucağına almıştır. Bazı hastaneler bu evrede annenin emzirmesine izin verir. Annenin dikkati, artık bebeğine kaymış durumdadır fakat bu evrede birçok olay gerçekleşmeye devam etmektedir. Bebeğin anne ile bütün bağlantısını sağlayan plasenta, hala anne karnındadır.
Plasentanın ayrılma belirtileri görüldükten sonra, üstten rahime masaj yapılarak plasenta çıkartılır. Bu evre yarım saati geçmez. Plasenta çıkarken, son bir kere ıkınmanız gerekebilir. Plasenta çıktıktan sonra, vajina ve vajina girişi kontrol edilir, herhangi bir yırtık oluşmuşsa dikilir. Doktor tarafından plasentanın tek parça çıkıp çıkmadığı da kontrol edilir. Bu işlem, anne rahminin içinde plasenta parçası kalmaması açısından önemlidir. Eğer doğumdan önce düzensiz yırtık olmaması için vajina girişi kesilmişse, bu evrede atılan kesikler dikilir. Hastanın kanaması kontrol edilerek doğum tamamlanmış olur.
Üçüncü evrede sizleri neler bekliyor?
Artık rahatlayın ve bebeğinizle ilk temasının keyfini çıkarın. Dikiş esnasında ağrı hissederseniz hekiminize bildirin. Size gerekli prosedürü uygulayacaktır.
Normal doğum belirtileri
Normal doğumun birçok belirtisi vardır. Anne adayında bu belirtilerin hepsi gözlenmez. Örneğin nişan gibi bazı belirtiler hiç fark edilmeyebilir ya da ortaya çıkmayabilir.
Normal doğum belirtileri; nişan denilen kanlı akıntı, düzenli kasılmalar, suyun gelmesi, sırt ağrısı, hafifleme hissi, enerjik ve mutlu hissetme, sık sık idrara çıkma ihtiyacı olarak sıralanabilir.
- Nişan (kanlı akıntı): Bebeği anne karnında enfeksiyonlardan korumak amacıyla, rahim ağzında mukustan bir tıkaç vardır. Bebeğin aşağı inmesi ve doğumun yaklaşması ile birlikte, bu tıkaç bir miktar kanla birlikte atılır. Böylelikle, anne tuvalete gittiğinde ya da iç çamaşırında hafif pembemsi ya da kahverengimsi bir leke görür. Halk arasında, bu lekeye nişan denir. Nişan doğumdan hemen önce gelebildiği gibi doğumun gerçekleşmesinden birkaç gün önce de gelebilir.
- Düzenli kasılmalar: Düzenli kasılmalar, doğumun başladığının en güvenilir habercisidir. Gerçek doğum sancıları ve yalancı doğum sancıları arasındaki farkı anlamak için pozisyon değiştirebilirsiniz. Eğer sancılar kaybolmuyorsa ya da kasılmalar daha sık ve daha şiddetli olmaya başladıysa bu, gerçek doğum sancısıdır.
- Suyun gelmesi: Bebek anne karnında amniyon sıvısı denen bir sıvı ile dolu kesenin içerisinde bulunur. Kesenin zarı sancılarla birlikte yırtıldığında amniyon sıvısı akar. Bu olay, suyun gelmesi olarak adlandırılır. Suyunuz gelmişse fakat hiçbir diğer belirtiyi göstermiyorsanız bile muhakkak en kısa sürede hastanenize başvurmalısınız.
- Sırt ağrısı: Doğum için kasılmaya ve gerilmeye başlayan kaslarınız sırt kaslarınıza da etki edebilir. Bu nedenle bazen bazı gebelerde doğum sancısından önce sırt ağrısı belirgin bir şekilde gözlenebilir.
- Hafifleme hissi: Bebeğin başının doğum kanalına oturması ile birlikte annenin göbeği daha aşağıda gözlenir. Aşağıya inen bebek artık akciğerlere eskisi kadar baskı yapmadığı için annede bir hafifleme hissi doğar.
- Sık sık idrara çıkılması: Yine bebeğin aşağıya inmesi sonucu idrar kesesi iyice sıkışacağından dolayı annede idrara çıkma isteği daha da artacaktır.
- Enerjik ve mutlu hissetme: Bazı anneler doğumun başlamasına çok az bir süre kala kendilerini enerjik ve mutlu hisseder.
Normal doğum kaçıncı hafta olur?
Normal doğum, hamileliğin 38.- 40. haftaları arasında gerçekleşir. 37. hafta öncesindeki doğumlar erken doğum, 42. hafta sonrası doğumlar ise geç doğum olarak adlandırılır. Yukarıda sıralanan bazı doğum belirtileri, bebeğin gelmesinden 4 hafta öncesinde bile ortaya çıkabilir. Normal doğumun ne zaman başladığına en iyi hekim karar verir.
Normal Doğum Faydaları
Normal doğumun hem anne, hem de bebek için sayısız faydaları vardır. Normal doğumunun anne için faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Normal doğumda kullanılan birçok teknik invaziv değildir. Bu nedenle enfeksiyon, kanama gibi olası yan etkiler ve risk en az düzeydedir.
Normal vajinal doğum yapan annelerin doğum sonrasındaki ağrı şikayeti, sezaryen ile doğum yapan annelerden çok daha azdır.
Normal doğum yapan anneler, hastaneden daha erken taburcu olurlar.
Bu durum da hem risk hem de ekonomik açıdan avantajlıdır.
Normal doğum yapan birçok kadın, doğum sırasında kendisini güçlü hissedip sonrasında da başarı duygusunu yaşar. Yapılan araştırmalar birçok kadının ağrı çekmelerine rağmen bir sonraki doğumda yine normal doğumu tercih edeceklerini belirttiklerini göstermiştir. Bazı kadınlar için doğum sırasında kontrolün ellerinde olması hissi, ağrı ile baş etmelerine yardımcı olmaktadır.
Normal doğumun bebek için faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Bebek, normal doğum sırasında doğum kanalına girdiğinde, bakteriler ile ilk tanışmasını yaşar. Bu tanışmanın bebeğin bağışıklık sisteminde çok önemli bir yere sahip olduğu düşünülmektedir.
Normal doğum sonrasında anne ile bebek daha hızlı buluşurlar, bu da ilk bağlanma için önemlidir.
Normal doğum sonrasında anneden daha hızlı süt geldiği için normal doğumla doğan bebekler daha hızlı beslenebilirler.
Her kadının doğumu özel ve kendisine özgü olduğu için en doğru kararı siz ve hekiminizin birlikte almalısınız. Unutmayın ki, normal doğum ile ilgili düşüncelerinizi ve duygularınızı hekiminizle paylaşmak, anne olarak sizin en doğal hakkınızdır.